
Bu konuda yazdıklarım bizzat tarafımca yaşanmış gerçeklerdir. Bir gün İstanbul’dan Gemici olan 2 arkadaşım ziyaretime geldiler ve 2 gün kamp yapalım dediler. Bende okey dedim ve hazırladık malzemelerimizi ve bi otomatik 8 li tüfek aldık çıktık ormana. Burada belen diye adlandırılan yerde konakladık. İlk gün hava kararmasına yakın tahmini 20 dakika varken çay yapmaya karar verdik. Çay yapmak için en yakın dereden suyumuzu da doldurduk açtık çadırları kurduk. Yemekti vs. vs. uzatmayayım Ali adlı arkadaşım bize yaklaşık 30 metre uzakta bir adam ve yanında 2 tane çocuk olduğunu söyledi. Kendisi gördüğünü ama bizim bir türlü göremediğimiz belli olduğu için boş ver dedik.
Gördüğü Adamları Çağırmaya Gitti
Aradan 3 dakika geçmeden adamı tekrar gördüğünü ve arkasında 2 tane çocuk olduğunu söyledi. Yanımdaki diğer arkadaşım adı murat madem öyle gel buyur et dedi. O esnada da ızgara yapıyorduk gördüğün kişilerin belki karnı acıkmıştır yemek yeriz beraber dedi, “dalga geçercesine Hunharca gülüyordu.” Daha sonra tamam o zaman gidip çağırayım dedi ve gitti. Gözümüzün önündeki adam 10 metre yürüdükten sonra düştü ve direkt bayıldı. En son olarak bizde koşarak yanına gittiğimizde burnu kanamıştı ve gözleri bembeyazdı. Yanı gözbebekleri sanki arkaya dönmüş gibiydi kendisine gelmesi için o 2 dakika da her şeyi yaptık yıkadık yüzünü falan kendisine geldi.
Daha sonra kalp atışının haddinden fazla attığını fark ettik. Belliki korkmuştu ama dümdüz bir alandı sadece 2 3 tane yaşlı ağaç vardı. Neyse biz bunu kurduğumuz çadırın içine koyduk yatırdık biraz kendi kendine bırakalım dedik. Ve çadırın dışında oturduk ama gözümüz ve kulağımızda ondaydı. Çok abuk sabuk şeyler söylüyordu. Ve söylediği kelimeleri ben bugüne kadar hiç bir yerde hiç bir şekilde duymadım. Arapça bir kelime bile değildi biz yine oralı olmadık, olduğumuz yerde telefon çekmiyordu. 3 Km aşağımızda köy vardı artık bu kamp olayını bitirip bi an önce oradan gitmek istiyorduk.
Neyse çadırları toplayalım dönelim dedim Ali yanı rahatsızlanan arkadaş buradan gidemeyiz gibi şeyler söyledi. Bende gideriz gideriz dedim en son olarak çadırları her şeyi topladım biraz soğuk kanlı olduğum için her şeyi boş verdim. Ve arkadaşımın ayaklarının tutmadığını buz gibi olduğunu fark ettim. Kısacası geçici felç yaşıyordu. Gıdıkladık çatal batırıyorduk hiç bir tepki yoktu. Yaşamış olduğu o korku ona geçici şok olarak dönüş yapmıştı. En son bende artık alırım seni sırtıma aşağıdaki köye kadar yürürüz dedim. Yok sen köye git bize taksi bul falan denilince bende yapacak bir şey yok diyerek köye kadar indim.
Köy Bomboştu
Buradan sonrasına keşke inanmasam da yazmasaydım ama bu gerçek bir olay. Geçtiğimiz köyde camii önünde bile en az 20 kişi oturuyordu, sohbet ediyorlardı; hatta bir teyze bize koy ekmeği vermişti, acıkırsanız yersiniz diye. Ama ben köye girdiğim o anda köyde hiç kimse yoktu. Pencereler acıktı ve televizyondan gelen sesleri bile duyabiliyordum. Son olarak camii ye kadar gideyim dedim belki orda imamı falan bulurum diye ama yoktu. Lojmanına gittim ordada yok. Kısacası köy sanki bir anda terkedilmiş gibiydi. Ama gerçekten hiç kimse hatta kopekler bile yok olmuş gibiydi.
En son olarak köyden geri dönüşe geçtim ve çok korkmuştum, soluk soluğa kaldığım bir noktada dinlenmek için oturdum ve bir anda bayıldığımı anladım. Ayıldığımda ali ve murat yanıma ulaşmışlardı. Ali yani bacakları felç geçiren arkadaşın kendine geldiğini gördüm ve sevindim. Ama aynı korkuyu hemen hemen bende yaşadım. En son olarak aklıma ne geldiyse felak nas ne varsa okudum hemde seri makinalı tüfek gibi. Ama velakin faydası olmamıştı şok halen üzerimdeydi üstelik arkadaşlarımda yanımdaydı.
Yaşlı Amcalar Bize Saldırdı
Neyse kalktık ve köyün içinden geçerek şehre kadar yürümeye karar verdik. Köyün içini geçtik 100 metre sonra bi anda 2 tane yaşlı başlı adam vardı. Daha önce köyde gördüğümüz bize gelin cay için çocuklar sonra gidersiniz diyen insanlar. Ellerinde Nacak yanı baltayla üzerimize koşturmaya başladılar. Sizin burada ne işiniz var gibilerinden, bizde yalan yok kaçtık. En son öyle yada böyle şehre geldik daha sonra arkadaşlarım olan ali – Murat memleketlerine döndüler. Murat Ankara’ya, Ali İstanbul’a ve aradan 7 gün sonra acı haber geldi, Ali evde kendisini asmıştı.. Tam cenazesine gidiyordum diğer kötü haber Muratta kendisini asmıştı. Hayatımda beklide yaşadığım en kötü anların bedeli buydu. Ne olduda kendilerini bomboş bir odaya astılar. Düşündüm ama işin içinden çıkamadım sonra anneleri ve babalarıyla konuştum.
Alinin annesi: oğlum ali o kamptan geldi geleli odaya kendisini kapattı ve sürekli “….” diye bir şeyler mırıldanıp durdu yeme içme yoktu. Bakkala gidip un alıyordu evde su ile karıştırıp kendisi ekmek yapıyor, sadece onu yiyordu. Doktora da getirdik anlayamadık bi anda kendisini astığını gördük…
Murat’ın annesi: Murat ‘….’ diye bir şeyler mırıldandı durdu. Kendisini asmadan bir gün önce seni çok sayıkladı ama biz sana ulaşamadık. Sonradan onun cep telefonundan numaranı bulduk öylelikle sana haber verdik..
Şerh, Şıh, Evliya Her yere Gittim
Sonuç: Bu olay 1998 yılında Haziran 14 de yaşandı. O günden sonra nerdeyse kendisini evliya ilan eden şeyh gibi gören nice insanlar tanıdım. Hepsine kendime baktırmaya gittiğim. Bir sürü il ilce vilayet koy kasaba her yere gittim. Ama hiç bir sonuca ulaşamadım. Ama çok güzel 3 kâğıtçılar dolandırıcılar tanıdım. Peki ne oldu cevapları nelerdi hepsi sırra kadem bastı.
Gittiğim hocalardan aldığım cevaplar ise:
- Sende çok güçlü bir şey var…
- Sendeki cin çok zayıf onu güçlendirelim ve yakalım.
- Sendeki korku cin değil.
- Sende hiç bir şey yok gibi 100 lerce şeyler duydum.
Bu youtube de o çok önemli kişi olarak gördüğünüz insanların bile birer aciz olduğunu unutmayın. Ve Cinleri bedenden çıkartabilen Ehli insanlar dünyada 3 kişidir. Bunun 1 tanesi Türkiye’de diğer 2 tanesi Mısır da yaşıyor. Mısırda yaşayan 2 kişi bayan, biri 56 yaşında diğeri yani en büyük hüddamcı 80 yaşında. Ve şunu da unutmayın. Cinler tabiki vardır. Ama bu işler hacı hocalarla olacak işler değil
- Bu işleri yapan kişiler asla para alamaz bu işin ticaretini yapamaz.
- Bu işi yapan kişiler asla ama asla hastanın evinde su bile içemez. Çünkü ona yasaktır hak etmediği bir şeyi yemek içmek ..
Durum bundan ibarettir eğer bir daha bir bakımcıya gidiyor olursanız 5 tl lik leblebi alın bakımcıya sorun bunun içinde kaç leblebi var ? eğer bilirse itimat edebilirsiniz 🙂
Dipnot: Ali ve Murat isimleri takma isimdir gerçek isimleri ve kimlikleri hiç bir şekilde yazılmamıştır..